Evde Almanca öğrenmek, özellikle yaşadığımız pandemi dönemini daha üretgen geçirmek için yapılabilecek uğraşlardan bir tanesi. Almanca öğrenmek sadece bir dili ya da kültürü tanımaktan ziyade aynı zamanda geleceğe dönük yapabileceğiniz bir yatırımdır. Şu an için İngilizce dışında önem arz eden iki Avrupa dili daha vardır. Bu dillerden bir tanesi Almanca iken, diğeri ise İspanyolca. Almanca’nın İspanyolca’ya oranla ön plana çıkmasının sebebi ise Almanya’nın sağladığı iş imkanları ve uluslarası öğrencileri kendine çeken eğitim sistemidir.
Almanya’nın dünya çapında sahip olduğu statü ve Almanca öğrenirken kullanabileceğiniz kaynaklar gibi başlıkları ele alarak aklınıza takılan birçok soruya cevap niteliğinde derlediğimiz bu yazıda; Almanca ve İngilizce arasındaki benzerliklerden, en popüler Alman YouTuber’lara ve Almanca öğrenmeniz konusunda faydalı olabileceğini düşündüğümüz podcastlere yer verdik. Belki bu kaynaklar dili tamamen öğrenmenizi sağlamayacak fakat en azından bir temel inşaa etmeniz için yardımcı olacaktır.
Evde Almanca öğrenmek zor mudur?
Çoğu insan okul hayatında yaşadığı hoş olmayan deneyimlerinden veya etraftan (diziler, şarkılar veya sokakta) duyduğu Almanca’yı düşünerek bu dilin kaba ve zor öğrenilen olduğunu düşünüyor. Bu dile karşı içimizdeki, ister istemez sahip olduğumuz, ön yargıları yıkarak büyük bir adım atmış oluruz.
Almanca denilince akla hep artikeller ve uzun heceli kelimeler geliyor. Bunlar korkulduğu kadar öğrenmesi zor konular değil. Benzer bir şekilde evde Almanca öğrenmek de hiç zor değil. Artikelsiz ve cinsiyetsiz bir dil olan Türkçeyle kıyaslayınca Almanca daha komplike görünebilir ama bir kere işin köküne inince geri kalan her şeyi çok rahat anlayabilirsiniz. Yazıldığı gibi okunmasından kolay alfabesine kadar Almanca; öğrenmesi en pratik dillerden biridir.
Almanca ve İngilizce arasındaki benzerlikler nelerdir?
Öncelikle iki dilin de aynı alfabeyi kullandığından bahsedebiliriz. İki dilde de Latin alfabesindeki 26 harf kullanılıyor. Alman alfabesinde buna ek olarak “ ä, ö, ü ve ß (ss) “ kullanılıyor. Kısaca; İngilizce bilen bir Türk insanının alfabeye adapte olması hiç de zor değil. İkinci olarak bahsetmek istediğim konu; en yaygın İngilizce kelimelerin Cermen kökenli olmasıdır. Bu konuda verilebilecek en kolay örnek İngilizce ’deki en temel ve sık kullanılan “I have” kalıbının Almanca‘daki karşılığının “ich habe” olmasıdır. Başka bir örnek de “what is this?” kalıbıyla verilebilir. Bu cümlenin Almanca’ daki karşılığı “was ist das?”dır.
Almanca kelimeleri anlamaya başlamak için birkaç basit ipucu bilmek yardımcı olabilir. Mesela; bazen bir Almanca kelimenin İngilizce karşılığı “pf, ff veya f” ‘yi bir “p” ‘ye dönüştürerek oluşturulabilir. Bu, “t” ye dönüşen “z, tz, s ve ss” ile benzer şekilde çalışır. Bunu örnekleyecek olursak:
- Pfeffer (pepper)
- Offen (open)
- Besser (better)
- Wasser (water)
Bunun yanı sıra Almanca ’da gördüğünüz “-ig, -lich, -isch ve -ität” eklerini İngilizce ’de “- (l)y, -al, -ic veya -ful” şeklinde çevirebiliriz. Örnekler:
- Musikalisch (musical)
- Hoffentlich (hopefully)
- Spezialität (specialty)
Almanca öğrenmek için 10 sebep;
1-Yazıldığı gibi okunan bir dil
Birçok insan körü körüne Almanca’nın telaffuzu zor olduğunu varsayar. Ancak, kelimeleri fonetik olarak Almanca telaffuz etmek İngilizceden çok daha kolaydır. İngilizcede, harfler genellikle mantıklı bir açıklama olmaksızın sesleri değiştirir. Almanca’da durum böyle değil. Almanca telaffuzu öğrenmenin en iyi yolu alfabeden başlamaktır. Her harfte ustalaştıktan sonra, neredeyse her kelimeyi telaffuz edebileceksiniz. Telaffuzu en zor harf, “R” harfidir, ancak bu ses bile biraz pratikle oldukça yönetilebilir. Türkçe‘de bu harfi belirgin bir biçimde söylemeye alıştığımızdan Almanca‘daki şekliyle söylemek zor olabilir. Bu yüzden yapabildiğiniz kadar pratik yapın ve üzerinde çalışmaya devam edin ve sonunda telaffuzunuz daha doğal duyulmaya başlayacaktır.
Buna ek olarak 4 harf daha var. Bunlar ä, ö, ü ve ß. “Ä”, “e” gibi telaffuz edilir. “Ö” ve “Ü” Türkçe’deki gibidir. Son olarak, “ß” basitçe çift “s” olarak telaffuz edilir.
İlk başta, söylenen kelimeleri tanımak, onları mükemmel bir şekilde telaffuz etmekten daha kolay olacaktır. Temellerini ezbere öğrendikten sonra, bu kolaylaşacaktır. Alfabeye ve yaygın seslerin telaffuzlarına aşina olmak için zaman ayırmak ve düzenli olarak pratik yapmak yardımcı olacaktır. Bunu yaparken, telaffuzun Almanca’nın bir yönü olduğunu ve aslında o kadar da zor olmadığını fark edeceksiniz.
2) Almanca, mucitlerin ve yenilikçilerin dilidir
Almanya’nın şairlerin ve düşünürlerin ülkesi olduğu söyleniyor. Dünyanın en etkileyici başarılarının büyük bir yüzdesi ilk olarak Almanca olarak tasarlandı. Yüzün üzerinde Nobel Ödülü, fizik, tıp, kimya, edebiyat ve diğer alanlardaki başarılarından dolayı Almanlara gitti. Bunun yanı sıra Almanca konuşulan diğer iki büyük ülke olan Avusturya ve İsviçre’den insanlara verilen ödüller de göz ardı edilemeyecek kadar fazla. Ayrıca, diğer ülkelerden kazananların çoğu eğitimlerini Alman üniversitelerinde aldı.
3) Akademik olarak önemli bir dil
Almanca’nın akademik toplumda önemli bir dil olmasına bilim alanındaki çokça başarısından dolayı şaşırmayabiliriz. Hatta en çok kullanılan ikinci bilimsel dildir. Bunun nedenlerinden biri Alman kitap pazarının, Çin ve İngiliz yayıncılık endüstrilerinden hemen sonra, dünyanın üçüncü büyük pazarı olmasıdır. Diğer dillere çevrilen bu kitapların yüzdesi oldukça sınırlı olduğundan, yalnızca Almanca dilindeki kaynaklar size fayda sağlayacaktır.
4) Almanca; kaliteli bir yüksek öğrenime açılan kapıdır
Almanca‘nın bilim dünyasında bu kadar yüksek bir yere sahip olmasının sebeplerinden biri; Alman üniversitelerinin mükemmel bir uluslararası üne sahip olmasıdır. 2011 yılında Almanya, okullarına kayıtlı çeyrek milyondan fazla yabancı nüfus ile yurt dışından gelen öğrenciler için dördüncü en popüler destinasyon oldu. Dahası; yüksek öğrenim için Alman sistemi, çok düşük öğrenim ücretli veya bedava olan bir dizi üniversiteye sahiptir. Akademisyenlerin ve araştırmacıların oraya akın etmesi gayet olağan bir durum.
Eğer siz de lisans eğitiminizi bitirmiş ve Almanya’da yüksek lisans yapmayı düşünüyorsanız sizin için hazırladığımız aşağıdaki mega rehber ile Almanya’da yüksek lisans yapmak için gerekli olan her türlü bilgiye ulaşabilirsiniz.
5) Almanya ekonomik bir güç merkezidir
Almanca sadece akademisyenler için değil, aynı zamanda iş dünyasındakiler için de ilgi çekici bir seçenektir. Bu alanda çalışan kişiler Almancalarını tazelemeyi düşünebilir. Almanya, Avrupa Birliği içindeki en büyük ve dünya çapında dördüncü en büyük ekonomiye sahiptir. Çok sayıda uluslararası şirkete ev sahipliği yapıyor ve yeni teknolojilerin de ön saflarındadır.
Almanya’daki eğitim sistemi; her Alman vatandaşının en azından biraz İngilizce bileceği şekilde oluşturulmuşken, anadillerinde biriyle iletişim kurmak her yerde takdir edilen bir iyi niyetin işaretidir. Alman iş ortaklarınızın dilini bilmek, etkili iletişim ve başarılı profesyonel ilişkiler için şansınızı büyük ölçüde artırabilir.
6) Alman şirketleri global pazar liderleridir
Alman şirketlerinden bahsetmişken: Kendi alanında uluslararası pazar lideri olan bir şirket için mi çalışmak istiyorsunuz? Özgeçmişinizde Almanca bilgisi olması, kapıdan içeri girmenize yardımcı olabilir. Almanya, çok sayıda global ve işinin eri şirkete ev sahipliği yapmaktadır. Siemens, Volkswagen, Adidas ve Lufthansa, dünya çapında tanınan marka ve kuruluşlardandır.
Ülke aynı zamanda dünyanın en büyük bilgi teknolojisi fuarı olan CeBIT’in yanı sıra tüketici elektroniği için IFA ticaret fuarı da dahil olmak üzere en büyük uluslararası ticaret fuarlarına ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda Almanya’nın başkenti Berlin, yenilikçi girişimler için bir merkez haline geliyor. Bazıları buna “Avrupa’nın Silikon Vadisi” adını verecek kadar ileri düzey görüyor. Sonuç olarak; Almanca bilmek, kariyer fırsatlarınızı büyük ölçüde geliştirmenizde etkili bir yere sahiptir.
7) Almanca, Avrupa’da en çok kullanılan anadildir
İngilizce, Fransızca ve Almanca, Avrupa Birliği’nin üç resmi çalışma dilidir. Elde edilen sayılarla; Almanca, Avrupa kıtasında en çok konuşulan ikinci dildir. Bununla birlikte, ana dili İngilizce olanlar söz konusu olduğunda, Almanca bir numaradır.
Yüzyıllar boyunca dil, Avrupa kıtasının büyük bölümlerinde bir lingua franca (farklı halkları birleştiren ortak bir dil) olarak hizmet etti. Orta ve doğu Avrupa’da önemli bir ikinci dil olarak bu amaca hizmet etmeye devam etmektedir. İngilizce konuşulan dünyada, Almanca aynı zamanda en çok öğretilen üçüncü yabancı dildir. Buna ek olarak dünyanın belli başlı dillerinden biri olarak onuncu sırada geliyor.
8) Almanca’nın büyük bir online varlığı var
Almanca, size iletişi kurmanız için 100 milyon insan tanır. Ama gerçek dünyada o 100 milyon insanın hepsiyle tanışmak zorunda değilsiniz. Bunu kendi evinizden de yapabilirsinsiniz. Alman web siteleri internetin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Aslında, belirli bir ülkeyle açıkça bağlantılı olan alan uzantıları açısından, Almanya’nın “.de” alanı buradaki en popüler, üst düzey alan adıdır.
Almanca bilmek size ek 15 milyon web sitesine erişim sağlar ve bu, “.net, .org ve .info” ile biten Almanca siteleri kapsamaz. Elbette, mutlak sayılar açısından “.de”, diğer her şeyin çok önünde olan “.com”un ikinci sırasında yer alır. Dünya çapındaki web’de ikinci sırada olmak da hiç fena bir başarı değil.
9) Almanlar her sektörde bulunuyor
Almanca konuşulan bir ülkeye gitmeyi planlamıyor olsanız veya internette Almanca konuşanları takip etmeyi düşünmüyor olsanız bile merak etmeyin: yollarınız yine de kesişebilir. Yurt dışına seyahat ettiyseniz, bu durumu muhtemelen yaşamışsınızdır. Alman vatandaşları dünyanın en gezip görme sevdalısı insanlarından bazıları. Neredeyse altı haftalık yıllık izin ve bol miktarda harcanabilir gelirle, dünyanın her yerinde Almanlarla karşılaşabilirsiniz.
Aslında, uluslararası seyahatlere harcanan para söz konusu olduğunda Alman halkı rekor sahibidir. Yıl içinde dünya turuna herkesten daha fazla yatırım yaparlar. Ancak son zamanlarda bu konudaki ünlerini Çin’den gelen turistlere bırakmak zorunda kaldılar. Her şeye rağmen bu durum, sadece 2012 yılında seyahatlere 84 milyar dolar harcamalarını durdurmadı. Turizm sektöründekiler, Almanca konuşan rehberler ve personeller ile bu endüstriye girebilirler. Ama sadece yolda arkadaş edinmek istiyorsanız; biraz Almanca, anadili Almanca olan birine rastladığınızda büyük bir fark yaratabilir.
10) Alman kültürü dünya mirasının bir parçasıdır
Almanlar sol beyinli, analitik ve mantık ağırlıklı olmakla ünlü olsalar da, Almanya aynı zamanda insanlık tarihindeki en büyük edebi, müzikal, sanatsal ve felsefi zihinlerden bazılarına ev sahipliği yapmıştır. Goethe, Kafka, Brecht ve Mann’ın ünlü yazılı eserlerinin dilidir. Mozart, Bach, Schubert, Beethoven ve Wagner gibi ünlü bestecilerin ana dilidir. Devrimci felsefe, kalemler ilk kez Kant, Hegel, Nietzsche ve Heidegger tarafından kaldırıldığında Almanca sayfalara döküldü.
Almanca öğrenmek; bu sanatçıların başyapıtlarını orijinal halleriyle takdir etme fırsatı verir. Doğrudan ve filtrelenmemiş bir şekilde dünyanın kültürel mirasının bazı bölümlerinden yararlanmanıza olanak tanır. Örneğin; Goethe’nin tamamen kafiye biçiminde yazılmış “Faust” u bu verilen çabaya değer. En sevdiğiniz eserlerden bazılarını Almanca olarak alıp orijinal metnin gerçek anlamını kendiniz keşfetmek harika olmaz mıydı?
Evde Almanca öğrenmek için en iyi 5 uygulama
1-Babbel
Babbel uygulaması, fazla grafik tasarımdan hoşlanmayanlar için iyi bi seçim. Google kullanıcılarının özdeşleştiği çok şık bir tasarıma sahip. Ek olarak; hızlı ve hafiftir. Tasarımı bir yana, uygulama, dil uzmanları tarafından hazırlanmış etkileşimli diyaloglar ve dersler ile evde Almanca öğrenmek oldukça kolay bir hale geliyor.
2-Drops
Drops, dil öğrenmenin yeni ve eğlenceli yolu olarak karşımıza çıkıyor. Güzel tasarlanmış, kelime oyunlarını hafıza geliştirici derneklerle birleştirerek, dünyanın en hızlı büyüyen dil öğrenme uygulamalarından bir tanesi. Kısa, ilgi çekici oyunlar, dil öğrenmeyi günlük rutininizin eğlenceli bir parçası haline getirir. Drops’u 35’in üzerinde sahip olduğu dillerinden birini veya birkaçını öğrenmek için kullanabilirsiniz.
3-FluentU
Bu uygulama, gerçek dünyadaki interaktif videolarla Almanca’ya hayat veriyor. Öğrencilere sürükleyici bir dil öğrenme deneyimi sunmak için müzik videoları, haberler, film fragmanları, ilham verici konuşmalar ve diğer medyayı kullanıyor. FluentU, öğrencilere Alman kültürüyle bağlantı kurarken doğal bir şekilde Almanca konuşmayı ve anlamayı öğretmeyi amaçlamaktadır.
4-Rosetta Stone
Rosetta Stone’u diğer dil uygulamalarından ayıran bir şey, Almanca öğretmeye yönelik kapsamlı yaklaşımıdır. Kelimeleri İngilizceden basitçe çeviren diğer uygulamaların aksine, RS; öğrencilerin kelimeleri görüntü, ses, metin ve video ile ilişkilendirilmeleri evde Almanca öğrenme konusunda vazgeçilmez bir yardımcınız durumuna geliyor.
5-Learn German – Wie Geht’s
“Wie geht’s?” ifadesi yani “Nasılsın?” cümlesi uygulamanın ne işe yaradığına dair bir ipucu veriyor. Öğrencilere günlük hayatta kullanılan yaygın Almanca ifadeleri öğretmeyi hedefliyor. Bunlar arasında sosyal görgü kuralları, selamlaşmalar, almanca renkler, almanca sayılar ve almanca mevsimler, almanca günler, yiyecekler ve insanları tarif etmek sayılabilir.
Almanca’nızı geliştirebileceğiniz 5 Netflix dizisi
1.Dark
Stranger Things’i veya Twin Peaks’i seviyorsanız, izlenmesi gereken bir dizi. Kurgusal Wenden kasabasında geçen dizi, kayıp bir çocuğun gizemi ve onu çevreleyen dört ailenin birbirine bağlı yaşamları etrafında toplanıyor. Bu korkunç dizinin karanlık ve çarpık atmosferi, ikonografisi ve görsel ipuçlarıyla birleştiğinde, tüm sezonu bir oturuşta bitirmeniz mümkün!
2. Dogs of Berlin
Almanlar suç ve komedi dizilerini sever ve Dogs of Berlin; her ikisinin benzersiz bir kombinasyonunu sunuyor. Olay, ünlü bir Alman-Türk futbol yıldızının cinayetini çözmekle görevli iki polis memurunun etrafında dönüyor. Ve biri kanunu esneterek adaleti bulmaya çalışırken, diğeri bu uğursuz suçu kendine fayda sağlamak için kullanıyor. Çetelerin, uyuşturucunun, şantajın, yolsuzluğun, ihanetin ve sosyal kontrolün çarpıcı bir karışımını bu dizide bulabilirsiniz.
3. Perfume
Bu dizi; Patrick Süskind’in ünlü romanı “Parfüm”ün yeniden yapımı değil, kitabın temel önermesini alıp modern dönem mini dizisine dönüştürülmüş hali. Hikayenin merkezinde; beş eski yatılı okul öğrencisinin dahil olduğu bir dizi acımasız cinayeti umutsuzca çözmeye çalışan genç profilci var. Geçmişle bugün arasında gidip gelen bu altı bölümlük tek sezon, heyecan verici, karanlık ve kesinlikle izlemeye değer bir dizi.
4. Biohackers
Bilim kurgu ve gerilim sevenlerin hoşuna gidecek dizi; profesöründen intikam almak isteyen genç ve hırslı bir tıp öğrencisi olan Mia’yı odak alıyor. Biohackers’ın Dark kulvarında olacağını düşünenler olsa da konunun birkaç bilimkurgu unsuru barındırması ve ikisinin de Alman yapımı olması dışında iki yapımın çok da benzerlik taşımadığını söyleyebiliriz.
5. How to Sell Drugs Online (Fast)
Kurgusal Rinseln kasabasında geçen ve liseden dışlanmış, nerd Moritz Zimmermann’ın bakış açısından anlatılan yapımda; Moritz ve arkadaşı Lenny Sander’ın çevrimiçi ekstazi satarak Moritz’in eski kız arkadaşına olan sevgisini yeniden canlandırmaya çalışması anlatılıyor. Küçük bir işletme olarak başlayan macera hızla kontrolden çıkıyor ve Moritz ve Lenny büyük ölçekli uyuşturucu kaçakçılığının sonuçlarıyla başa çıkmayı öğreniyor. Dizi; 2015 yılında Leipzig’de geçen gerçek bir hikayeden esinlenmiştir.
Evde Almanca öğrenmek için en iyi 5 podcast
1.Coffee Break German
Bu podcast bütün seviyeler için paket halinde hazırlanmış dizilerden oluşuyor. Coffee Break German; acelesi olanlar için yavaş, kahve molası uzunluğunda bir dil dersi sunuyor. Bu podcast’in yeniliği; dil öğrenme yolculuğunuzda asla yalnız hissetmemenizdir. Düzenli bölümlerde Almanca öğretmeni ile birlikte çalışırken İskoç sunucu Mark ile birlikte öğreniyorsunuz.
Ayrıca “Guten Tag” demenin başlangıcından en ince gramer ayrıntılarına ve kültürel kavrayışlara kadar her şeyin içindesiniz. Ve kendinizi gerçekten dil öğrenmeye adadıysanız Coffee Break’in İspanyolca, Fransızca, İtalyanca, Çince, İsveççe ve İngilizce’deki diğer podcastlerini de deneyebilirsiniz.
2. The Easy German Podcast
Bu kanalın felsefesi, tamamen gerçek insanlardan öğrenmek ve doğal sohbetlerlerdir. Kanal, yaratıcısı Janusz’un Münster sokaklarında insanları selamladığı bir video kaydetmesiyle 2005 yılında başladı. Haftalık videolarda sunucular Janusz ve Cari, yabancılarla anlamlı sohbetler yapabilmek adına Alman şehirlerinin sokaklarına çıkıyorlar. Halka, “Kahvaltıda ne yedin?” gibi küçük konuşma sorularından başlayarak her şeyi soruyorlar. “Sence hayatın anlamı nedir?” gibi varoluşsal olarak meydan okuyan sorular da dahil.
3. Warum Nicht?
Bizlere “Deutsche Welle” ve “Goethe-Institut” tarafından getirilen bu podcast dizisi, Common European Framework for Languages’ın standartlaştırılmış dil öğrenme seviyelerinde ilerlemenize yardımcı olmak için özel olarak tasarlanmıştır. Warum nicht ?, sizi otel kapıcısı olarak işe başlamış bir gazetecilik öğrencisi olan kurgusal karakter Andreas ile birlikte başlatıyor ve dört seride A1 seviyesinden B1 seviyesine götürüyor. Dinlerken sıkılmayacağınız eğlenceli bir olay örgüsüne sahip bu program ile evde Almanca öğrenmek aşırı zevkli.
4. News in Slow German
Adında “yavaş” kelimesi olabilir, ancak bu podcast, hayat akışınıza hoş ve küçük bir dil öğrenme anı getiriyor. Bir öğleden sonra kahvesi kadar kısa süren bu programı düzenli olarak dinlememek için hiçbir nedeniniz yok. News in Slow German, dünya hakkında bilmeniz gerekenleri sindirilebilir bir hızda yayınlıyor. Kısa bölümlerle kelime dağarcığınızı geliştirin, ardından nasıl ilerlediğinizi görmek için ayda bir kere haberleri doğal hızıyla izleyin.
5. Slow German with Annik Rubens
Başka bir “yavaş” olan Slow German, öğrenmenizi güçlendirmenin hızlı tempolu bir yoluna sahiptir. Ulusal radyo istasyonu hizmeti “Bayerischen Rundfunk” için çalışan Alman sosyal medya uzmanı Annik Rubens, 2005’te kendi podcast’ini kurdu. Almanca öğretmeni olduğunu iddia etmiyor, ancak dil öğrenenlere yardım etme konusundaki dostane yaklaşımı, ona büyük bir podcast başarısı getirdi. Bölümlerini “Yiyecek ve İçecek”, “Sanat ve Kültür” ve “Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği” gibi temalara ayıran podcast, kelime dağarcığınızı bilmeniz gereken belirli alanlarda geliştirmek için basit bir yol sunuyor.
Evde almanca öğrenmek için en iyi 5 web sitesi
1. Die Zeit
Bir süredir Almanca çalışıyorsanız ve bir seviyeye geçmeye hazır olduğunuzu düşünüyorsanız, Almanca gazete siteleri büyük yardımcınız olabilir. Gazeteler genellikle sade ve anlaşılır bir dille yazıldığından, orta seviyedeki öğrencilerin anlaması oldukça kolay olurken, oldukça yüksek seviyeli cümle ve gramer yapıları kullanılabiliyor.
Örneğin, siyasete ağırlık veren bir makale okuyorsanız, bazı uzun ve karmaşık sözcüklerle yüz yüze gelebileceğinizi aklınızda bulundurun. Die Zeit, siyaset, kültür, yaşam tarzı ve güncel olayların karışımından oluşan bir platformdur. Bu nedenle, isterseniz daha zorlu konulardan kaçınabilirsiniz.
2. Linguee
Linguee harika bir çevrimiçi sözlüktür ve kelimeleri çevirdiğinde, size farklı bağlamlardaki çevirileri gösterir – kelimenizin veya kelime öbeğinizin, sahip olabileceği tüm kullanımları göstermek için birkaç farklı paragrafta ve cümle içinde kullanıldığını göreceksiniz. Ve bu paragrafların tümü web’deki mevcut içerikten alınmıştır, bu nedenle bu örneklerin kusursuz ve modern konuşmacılar için uygun olduğundan emin olabilirsiniz!
3. FluentU
FluentU, Almanca’yı, anadili İngilizce olanların kullandığı ve dil öğrenmek için en uygun web sitelerinden ve uygulamalardan biridir. Bu uygulama müzik videoları, film fragmanları, haberler ve ilham verici konuşmalar gibi gerçek dünyaya ait videoları alır ve bunları kişiselleştirilmiş dil öğrenme derslerine dönüştürür. Kendinizi aynı anda Alman diline kaptırmak ve Alman kültürünü anlamak için özgün medyayı izlemenize teşvik eder.
4. BBC German
BBC dil sayfaları, herhangi bir dil öğrenen kişiler için kesinlikle incelemeye değerdir. Arapça, Çince ve Katalanca dahil birçok farklı dilde dersler veriyorlar. Almanca, en popüler dillerinden biridir ve öğrenmek isteyenler için çok fazla miktarda yardım, kaynak ve ders vardır. Her şey konulara bölünmüştür, böylece tam olarak ne öğrenmek istediğinize bağlı olarak girip çıkabilirsiniz. Ülkeyi ziyaret ederken bilmenizde faydalı olacak Alman kültürü ve ipuçları hakkında da çok şey bulabilirsiniz. BBC’den geldiğini düşünürsek, profesyonellik konusundaki itibarını da kapsayan en kaliteli kaynakları bekleyebilirsiniz.
5. YouTube
Netflix’teki uzun dizileri izlemek istemeyenler için en ideal platform; YouTube! Müzik videolarından kişisel vloglara kadar bir sürü içeriği barındıran YouTube, ülkemizde olduğu kadar Almanya’da da zengin bir arşive sahip. Bu içerikleri en kısa şekilde bulmak adına Popüler-Almanya sekmesine gidebilirsiniz.
Evde Almanca öğrenmek için 5 YouTube Kanalı
1.Easy German
Hazırlık hocalarının da sıkça önerdiği bir kanal olan Easy German, Almanya sokaklarında insanlarla sohbet ederken çekilmiş bir videodan doğan, günümüzde podcast’i ve uygulamasıyla da evde Almanca öğrenmek isteyenlere yardımcı olan bir kanal. Her videosunda İngilizce alt yazısı bulunan kanalda, Alman tatlıları, yemekleri, özel günler ve bayramları hakkında da bolca bilgi veriliyor.
2. Learn German with Anja
Anja, muhtemelen internetteki en popüler Alman eğitmenlerden biri ve bunun iyi bir nedeni var. Bütün YouTube kanalını, Almanca’nın tüm ayrıntılarını eğlenceli ve ilgi çekici bir şekilde öğretmeye adamıştır. Sayfanın açıklamasında da dediği gibi; olay tamamen Almanca’ya aykırı bir şekilde Almanca öğrenmekle ilgili!
3. Learn German with Herr Antrim
İdeal öğrenme tarzınız üniversite derslerini anımsatıyorsa, Herr Antrim ile çalışmak size daha iyi gelecektir. “Hava durumu” ve “iki yönlü edatlar” gibi başlıklarda kelimelerin yer aldığı bir YouTube kanalı. Yine de bu, kulağa korkutucu gelmemeli çünkü bu videolar; karmaşık konuları anlaşılır parçalara ayırma konusunda harika bir iş çıkarıyor. Ve Herr Antrim bunu yaparken her zaman papyon takıyor.
4. Paluten
YouTube ve Twicht’te oldukça popüler hale gelen oyun videolarını hepimiz biliyoruz. Oyun oynamak için takip edebileceğiniz sayısız Alman YouTuber var, ancak en popülerlerinden biri Paluten. Çıkış noktası Minecraft videoları olan Paluten’in her tür oyuna tepki verdiği videoları da mevcu (ve zaman zaman oyunla ilgili olmayan videolara da yer veriyor). Almanca’da yaratıcı bir şekilde küfretmeyi öğrenmek istiyorsanız, Alman YouTube kullanıcılarını video oyunları oynarken izlemek muhtemelen en iyi seçenek olacaktır.
5. Clixoom Science & Fiction
Bu listenin amacı tabi ki de evde Almanca öğrenmek, ama neden başka şeyler de öğrenmeyesiniz? Clixoom Science & Fiction, tamamen uzayın sınırlarını, yapay zekayı, iklimi ve daha fazlasını keşfetmekle ilgili bir kanaldır. Bu videolardaki kelime dağarcığı biraz teknik olabilir, ancak başka türlü öğrenemeyeceğiniz birçok terimi kelime dağarcığınıza sığdırmanızı sağlayabilir.
Güçlü bir dil algısı ve bu dahilde dil bilgisi sizleri yermez ve de yormaz. Aksine daha zinde bir zihne, çok büyük insan ve bilgi ağlarına ulaşmanıza önayak olurlar. En basitinden, bilgiye giden yolda kaynağın önemi için konuşmak gerekirse; kültür ve dilin bağı sayesinde öğrenilen bilgilerin havuzu, yine kültürden kültüre ve dilden dile de farklılık göstermektedir. Tarih boyunca Avrupa’da büyük bir nüfuz alanına sahip olan Alman ekolü ve dili ise sizlere Avrupa medeniyetinin kapılarını epeyce aralayacaktır. Bunu başarmak için ise bir kurs ile ya da yazımızdaki kaynakları kullanarak evde Almanca öğrenmek sizin elinizde. Eğer bu yazımızda paylaştığımız kaynaklar ve yöntemler sizin için yeterli gelmediyse, Almanca dil bilgisi kurallarından Almanca a1 seviye okuma parçalarına kadar bir çok bilgiyi bulabileceğiniz evdealmanca sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Cevap Ver